

Desne Organik Kapıdağ Ham Orman Balı Meşe ve Kestane - 850 gr
Organik Bal
820.00 ₺
- Stok Durumu: Mevcut (99 adet)
Üretim alanımız Erdek KAPIDAĞ Yarımadasında, ormanlık bölgede. Sanayiye, asfalta ve yerleşim alanlarına uzak oluşu saf ve katkısız üretim için bize uygun bir alan yaratmaktadır.
Yoğun meşe, kestane ve kekik, yabani nane, laden, böğürtlen, orman sarmaşıkları gibi orman çiçekleri içeriğine sahiptir. Arılarımız bu tıbbi bitkilerden de bal alıyor ama ne yazık ki çoğu polen analizinde çıkmıyor.
Ballarımızın değerlerinin her sene farklı çıkması çok normal çünkü tamamen yağmurlara, neme, rüzgâra, sıcaklığa ve diğer mevsimsel faktörlere bağlı. Örneğin 2019 da bu kadar yüksek çıkmasının sebebinin kelebeklerin o yıl çok yoğun olması olabileceğini düşünüyoruz. Tırtıllar yaprakları yediği için ağaçlar onları kovabilmek adına daha fazla salgı üretti. Arıar bu salgılardan salgı balı ürettiği için prrolin değeri daha yüksek çıkıyor.
https://www.desne.com.tr/Orman-Bali-Analiz-Sonuclari,icerik
Kargo günlerimiz salı ve çarşamba. Kargoda elimizden geldiğince toprak anaya dost çözümler bulmaya çalışıyoruz.
Prolin değeri mevsimine göre değişmekle birlikte
2019 yılında Prolin 1104 mg/kg ve Elektriksel İletkenlik 1.696 mS/cm çıktı
2020 yılında Prolin 462 mg/kg ve Elektrksel İletkenlik 1.749 mS/cm çıktı
2021 yılında Prolin 655 mg/kg ve Elektriksel İletkenlik 1.764 mS/cm çıktı
2022 yi henüz süzdük daha analizi yapılmadı.
Analizler için lütfen aşağıda adrresi verilen analiz sayfamızı ziyaret edebilirsiniz;
https://www.desne.com.tr/Orman-Bali-Analiz-Sonuclari,icerik
Organik Orman Balımızı Ağustos sonu Eylül başında sağıyoruz.
Arılarımızın binbir emekle ördüğü peteklerden süzdüğümüz orman balımızı dinlendirdikten sonra kavanozlara dolduruyoruz. İçerisindeki poleni almıyor, ısıl şlem uygulamıyoruz.
Bal doğal olarak donar. Buna şekerlenme, kristalleşme veya donma denebilir. Ama salgı balı olan meşe-kestane balımız donmaz. Çünkü balın büyük bir kısmı, meşe, kestane ve diğer orman ağaçlarının salgılarından meydana gelmektedir. Salgı balı donmaz, yaz kış yoğun da olsa akışkanlığını korur. Donması, şekerlenmesi için çiçek oranının fazla olması gerekir. Bunu da 2020 balında yaşadık. Bir süre sonra donmaya başladı. Simsiyah balda nassıl bu kadar çiçeklerden nektar gelebilir diye şaşırıp kaldık. Olabiliyormuş.
Bulunduğumuz Kapıdağ Yarımadasında ürettiğimiz balımız içerdiği binbir çiçekle, en saf haliyle arılarımızın kendi ördükleri peteklerden sağılarak kavanozlanmaktadır.
Eski arıcılar der ki aynı arılıkta olsalar dahi kovandan kovana bile bal değişir. Bu senenin balı ile bir sonraki veya bir önceki senenin balı farklı olur. Neden mi?
Çünkü her sene bahar farklı zamanda gelir, baharın iklimin durumuna göre çiçekler açar. Örneğin bu sene sarı çiçekler çok açar seneye mor. Bu sene çok güzel kesatane balı olur, seneye olmaz. Aynı arılıkda duran kovanlardaki kolonilerden biri kuzeye çalışır diğeri güneye. Aynı koloni içindeki arıların bile grup grup farklı çiçeklere ve yönlere çalıştığı bilinmektedir.
Ama şunu biliyoruz ki bizim balımız benzemez başka bala. Katkısız, kalıntısız, tertemiz.
Bölgemizde hangi çiçekler var dersek bizde bilemiyoruz hepsini ama envai çeşit çiçekten özetlersek;
Bahar çiçekleri, ballı baba, akasya, kestane, ıhlamur, kekik, yabani nane, püren, dağ çileği, diken, tesbih çiçeği, karabaş otu vs,
Saf çiçek balımız ısıl işlem görmediği için ortam sıcaklığı düştükçe zamanla donar.
Donmaya başlayan balımızın önce damar damar donduğunu zamanla tereyağı gibi olduğunu görürsünüz.
Çiçek balımızın havanın soğumaya başlamasıyla kristaliza olarak donma aşamaları;
Kristalize olarak donmaya başlamış; Balımız kavanozun tabanından doğru ağırlaşarak damar damar kristalize olmaya başlar. Polen içeriğine ve türüne göre bu süreç kısa sürede veya daha geç olabilir.
Donan balı benmari usulü sıcak suyun içinde, suyun sıcaklığı en fazla 45 °C olmalı, tutularak bal eski haline döner. Bu sıcaklığın üstündeki ısı balın içerisinde bulunan HMF (Hidroksi Metil Furfural) değerini arttırmaktadır. HMF değerinin artması sağlık için istenmeyen bir durumdur. Bu nedenle oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Bal ısıtıldığında nasıl etkilendiğini http://arastirma.tarim.gov.tr/aricilik/Belgeler/makale/faz%C4%B1l2010_1.pdf adresindeki dosyayı inceleyerek daha iyi anlayabilirsiniz.
Donan, şekerlenen bal bozulmuş bal değildir. Mümkünse ısıtmadan donmuş haliyle tüketilmelidir. Bu haliyle ekmeğe daha kolay sürülür, akmaz, damlamaz, akışkan değildir.
Donmayan, şekerlenmeyen baldan şüphelenilmelidir. Bu tür ballar ya GLİKOZ ŞURUPLA ÜRETİLMİŞ BAL, SAHTE BAL ya da ISIL İŞLEM GÖRMÜŞ BAL dır.
Unutulmamalıdır ki SAF BAL İçerisinde yoğun miktarda çam, meşe ve kestane balı yoksa mutlaka donacaktır, şekerlenecektir. Bal oda sıcaklığı düştükçe donar.
Buna karşın buzdolabına konan balın hemen donmadığı görülür.
Biz dedelerimiz ninelerimiz hangi balı yiyorsa o balı üretmek için çıktık yola. Allah kısmet ederse ömrümüz yettikçe üreteceğiz.
Kaliteli yaşamak için kaliteli beslenmeliyiz. Öyle saf üretmeliyiz ki tüketen teşekkür etsin. İyi ki bu balı tatmak nasip olmuş desin.
Sevgiyle...
HAM BAL
HAM BAL dediğimiz bal farklı bir balmıdır?
Hayır. HAM BAL arılarımızın doğal koşullarda ürettiği, bizim gibi en az müdahale ile arılarına bakan arıcıların ürettiği baldır.
Arılarımızın çiçeklerden veya ağaçların salgılarından ürettiği balları öncelikle bizi mutlu ettiği için sonra şifalarına inandığımız için tüketiyoruz.
Arılarımız, çiçeklerden aldığı nektarı bal midesinde depolayarak bin bir emekle kovana getiriyor. Aslında çoğu bitkinin nektarının tadı çok kötü. Tatsız tuzsuz bir şey. Ama arılar bal midelerinde depoladıkları bala özel enzimleri ve salgılarıyla müdahale ederek kovana getirdikleri nektarı dilleri yardımıyla kovandaki işçi arılara aktarıyorlar. Kovandaki işçi arı da arkadaşından aldığı nektara aynı işlemi yapıyor ve petek gözlerine depoluyor.
Petek gözüne depolanan bal henüz bizim yiyebileceğimiz yoğunlukta ve lezzete değildir, hala çok akışkan ve tadı oturmamış bir sıvıdır.
Binlerce arımız minicik kanatlarını milyonlarca kez çırparak petek gözündeki balın fazla suyunu uçuruyor ve yoğun kıvamlı, muhteşem lezzette ve şifada bizim tükettiğimiz bal haline getiriyor.
Bu HAM BAL. Petek halinde tüketilebildiği gibi petekten süzülerek süzme bal olarak ta tüketilir.
Süzme bal çiçek balı ise uygun ortamda kısa zamanda şekerlenir. Ve koyu bir kıvam alır. Buna kristalleşme veya donma da diyoruz. Tereyağı gibi bir kıvam alır.
Şekerlenme ya da kristalizasyon süresi nektarın kaynağı olan çiçeğe, polene ve polen oranına göre değişir.
Örneğin tesbih ağacının çiçeğinden üretilen bal çok kısa sürede şekerlenir. Ama diğer çiçek ballarının şekerlenmesi daha uzun sürer.
Ham bal şekerlenmeye kavanozun dibinden başlar.
Şekerlenen balı 40°C ılık suda, yoğurt mayalama sıcaklığı da olur, eritebilirsiniz. Bal uygun ortam bulunca yine şekerlenir.
İçerisinde glikoz şurubu olan bal asla şekerlenmez.
Isıtılmış bal şekerlenmez. Çünkü doğal yapısı bozulmuştur.
Market raflarında gördüğümüz veya çevremizden temin ettiğimiz şekerlenmeyen, donmayan ballar ısıl işlem uygulanmış ballardır. Bu balların çoğunun poleni de çekilmiştir.
Bal yediğimizi zannederek reçel bile olmayan bir karışım yiyebiliriz. Dikkatli olalım.
SALGI BALI, Arılar tarafından balsıra dediğimiz sabah çiğinden, farklı salgılardan veya çam ağacındaki koşnile tepki olarak çam ağacının ürettiği salgıdan üretilen çam balıdır.
Salgı balları, çam balı, meşe balı, kestane balı gibi ağaçlardan üretilen ballar olarak bilinir.
Kestane balı haricindeki salgı balının şekerlendiğini, görmedim. Kestane balı çok uzun sürede şekerlenir ve biz tüketim esnasında bunu görmeyiz bile. Kestane balının şekerlemesinin nedeni ise içinde belli oranda kestane çiçeği nektarının da olmasıdır. Zaten bal tamamen şekerlenmez. Bir kısmı şekerlenir.
Salgı ballarında da hile var. Mesela, Kestane balı en çok hile yapılan ballardır.
Kestane balına, çam balı, ayçiçeği balı gibi ballar katılarak kestane oranı düşürülmek suretiyle daha fazla para kazanılmaktadır.
Kestane balının kalitesi ve şifası içerdiği polen oranı, HMF değeri ve Prolin değeri gibi özelliklerle kolaylıkla laboratuvarda ölçülebilir.
İnsanın olduğu her yerde dürüstlükte yalan da var ne yazık ki.
Unutmayalım ki yalancı olan arı değil insandır.
Arıyı kendi haline, organik bir çevrede, rahat bırakırsanız size dünyanın en şifalı ve kıymetli gıdasını üretir. Bu gıda ne şekeri yükseltir ne toksik etki yapar. Yeter ki arılarımızın şifalı ellerinden çıksın
Bal şekerlense mi şekerlenmese mi?
Petek halinde tüketilebildiği gibi petekten süzülerek süzme bal olarak ta tüketilir. Süzme bal çiçek balı ise uygun ortamda kısa zamanda şekerlenir, kristalize olur ve koyu tereyağı gibi bir kıvam alır.
Şekerlenme ya da kristalizasyon süresi nektarın kaynağı olan çiçeğe, polene ve polen oranına göre değişir. Örneğin tesbih ağacının çiçeğinden üretilen bal çok kısa sürede şekerlenir. Ama diğer çiçek ballarının şekerlenmesi daha uzun sürer.
Ham bal şekerlenmeye kavanozun dibinden başlar. Şekerlenen balı en fazla 40°C ılık suda, yoğurt mayalama sıcaklığı da olur, eritebilirsiniz. Bal uygun ortam bulunca yine şekerlenir.
İçerisinde glikoz şurubu olan bal, pastörize edilmiş bal ve ısıtılmış bal şekerlenmez. Çünkü doğal yapısı bozulmuştur. Market raflarında gördüğümüz veya çevremizden temin ettiğimiz şekerlenmeyen, donmayan ballar ısıl işlem uygulanmış, glikoz şurubu içeren ballardır. Bu balların çoğunun poleni de çekilmiştir.
Bal yediğimizi zannederek reçel bile olmayan bir karışım yiyebiliriz. Dikkatli olalım.
SALGI BALI, çam balı, meşe balı, kestane balı gibi ağaçlardan üretilen ballar olarak bilinir. Arılar tarafından balsıra dediğimiz sabah çiğinden, farklı salgılardan veya çam ağacındaki koşnile tepki olarak çam ağacının ürettiği salgıdan üretilen çam balıdır.
Kestane balı haricindeki salgı balının şekerlendiğini, görmedim. Kestane balı çok uzun sürede şekerlenir ve biz tüketim esnasında bunu görmeyiz bile. Kestane balının şekerlemesinin nedeni ise içinde belli oranda kestane çiçeği nektarının da olmasıdır. Zaten bal tamamen şekerlenmez. Bir kısmı şekerlenir.
Salgı ballarında da hile var. Mesela, Kestane balı en çok hile yapılan baldır. Kestane balına, çam balı, ayçiçeği balı gibi ballar katılarak kestane oranı düşürülmek suretiyle daha fazla para kazanılmaktadır. Kestane balının kalitesi ve şifası içerdiği polen oranı, HMF değeri ve Prolin değeri gibi özelliklerle kolaylıkla laboratuvarda ölçülebilir.
İnsanın olduğu her yerde dürüstlükte yalan da var ne yazık ki.
Unutmayalım ki yalancı olan arı değil insandır.
Arıyı kendi haline, organik bir çevrede, rahat bırakırsanız size dünyanın en şifalı ürünlerini üretir.
Her balın tadı, aroması ve rengi aynımıdır?
Arılarımız doğadan topladıkları nektarı kovandaki işçi arılara teslim ediyorlar. Kovan içindeki işçi arılar nektarı hangi petek gözüne neye göre aktarıyorlar bilmiyoruz.
Bildiğimiz şey eğer başka bir nektar kaynağı yoksa arı tüm petek gözlerini aynı bal ile doldurur. Ama eğer çevrede çok fazla nektar kaynağı varsa petek gözlerindeki ballar bir mozaik gibi farklı kaynaklardan gelen nektarla dolduruluyor.
Bal kontrolü yaptığımızda bir çerçeve balın her köşesinde farklı balların aromasını ve tadını alabiliyoruz. Tüm petekler süzüldüğünde en baskın nektar hangi bitkiden geliyorsa onun kokusu ve aromasını hissediyoruz.
Her yıl arılarımızda aynı yerel rotayı izliyoruz.
Normalde aynı yerdeki aynı çiçeklerden her yıl aynı aromalı ve içerikli balı almamız gerektiğini düşünürüz ama bu böyle olmuyor. Örneğin bir sene kekik çok iyi nektar verirken bir sonraki sene böğürtlenler veya akasyalar daha çok nektar veriyor. Böylece balımızın her sene aroması, rengi ve tadı değişiyor.
Kestane balında bile bunu yaşıyoruz. Her sene aroması farklı oluyor.
Biz küçücük bir çevrede bu farkı yaşarken Artvin'in, Rize'nin, Muş'un, Tekirdağ'ın balı aynı lezzette, renkte, durulukta ve aromada olabilir mi? Asla olamaz. Az ya da çok mutlaka fark eder.
İstanbul'da büyük bir bal markasının fabrikasını gezdik. Bize farklı illerden özel yayla ballarını gösterdiklerinde çok şaşırmıştık. Çünkü hepsinin rengi ve duruluğu aynıydı. Bir şey daha dikkatimizi çekti bu şirket her yıl tonlarca ayçiçeği balı aldığı halde bir gram ayçiçeği balı satmıyordu.
Her sezon bizde bal değişirken bu firmalar nasıl oluyor da binlerce ton balı aynı aromada, akışkanlıkta ve renkte üretebiliyor. Paçal denen bir sistem olduğunu öğrendik, ne yazık ki topladıkları balları ısıl işlemden geçirerek, içindeki polenin bir kısmını veya tümünü çekerek birbirine karıştırıyor, aynı dokudaki balları üretiyorlar. Bu ballar sorunsuz satılıyor. Şekerlenmiyor, seri üretimde aynı şekilde çıkıyor.
Laboratuvar çıkışı değil, kovan çıkışı ham balı tüketmeliyiz.
Kargo gönderimini Salı ve Çarşamba günleri yapıyoruz. Bu günler dışında şehre gidebilirsek siperişlerinizi bekletmeden kargoya veriyoruz.
Kargo malzemesi olarak elimizden geldiğince geri dönüşümde kullanılacak karton koli ve kağıt kullanıyoruz. Kullandığımız kağıtlar kızımın eski okul kitapları ve test kağıtları. Bunun haricinde koli bantı ve gerektiğinde hava çok sıcaksa soğuk zincirde gönderdiğimiz ürünler için strafor kutu kullanıyoruz. Soğuk zincir için 500 gr lık pet şişeler kulanıyoruz. Sizden ricamız bu malzemeleri geri dönüşüme göndermeniz. Böylece karbon ayak izimizi azaltabiliriz.
Son dönemde kargoda yaşadığımız kırıklar nedeniyle strafor kutu da kullanmaya başladık. Strfor gelirse şaşırmayın lütfen.