Cumhuriyetimizin 100. Yılı
Cumhuriyetimizin 100.yılını yaşamak nasip olduğu için şükrediyorum. CUMHURİYETİN ilelebet payidar kalması dileğiyle ülkemize, insanımıza faydalı olabilmek adına çalışmaya, üretmeye devam.
Organik üretimi arılarımızdan öğrendik
Arılarımızı izliyor, dinliyor, birlikte üretiyoruz...
Biz aslında her birimiz ayrı telden çalan bir küçük aile işletmesiyiz. Her birimizin merakı, üretim alanı farklı ama bizi birleştiren arılar, organik ve kadim üretim yöntemleri.
Öyle alışmışız ki müdahale etmeye, bir şey yapmazsak kaybederiz sanıyoruz. Ama doğa öyle değil. Toprak ana bağrında yaşattığı her canın şifasını da gıdasını da veriyor.
Bizim cennetimiz, evimiz, milyonlarca ağaca, börtü böceğe, cana ev olan muhteşem bir yarımadadayız. Ormana uyum sağlayarak öğreniyoruz.
Paylaştığımız bu hayatta mottomuz doğada izimizin kalmaması. Nasıl bir uğur böceği doğada yiyor, içiyor, yaşıyor, çoğalıyor, izi bile kalmadan yok olup gidiyorsa biz de doğada iz bırakmadan, çevremize örnek olacak bir hayat yaşamak istiyoruz.
Çocukken domates, salatalık, maydanoz, zeytin, ekmek, tereyağı bir başka kokardı, bir başka lezzetliydi… Tıp bu kadar gelişmemişti ama sağlıklıydık. Sofradan kalktığımızda yorgun olmazdık, koşa koşa oynamaya giderdik.
Arılar milyonlarca yıldır aynı kadim yöntemlerle yaşayabiliyor, üretim yapabiliyorsa biz neden işlenmiş gıda üretelim, en doğal ürünü, en taze haliyle insanlara ulaştırabiliriz düşüncesiyle yola çıktık. Örneğin taze poleni işleyerek kurutmaktansa soğuk zincirde ilk günkü tazeliğiyle tadabiliyoruz.